TEKNOLOJİNİN RENK PALETİ: DOĞADAKİ MÜKEMMEL ÖRNEKLER

TEKNOLOJİNİN RENK PALETİ: DOĞADAKİ MÜKEMMEL ÖRNEKLER


SÜLEYMAN YUSUF

Bir kişinin kendisinden daha fazla bilgiye ve yeteneğe sahip başka bir kimsenin çözümlerini, yöntemlerini izlemesi ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak için önceden çözülmüş, düşünülmüş ve tasarlanmış şeyleri örnek alması son derece akılcı bir davranıştır. Bilim adamları bugün, Yüce Allah’ın varlığının delillerini doğadaki tasarımlarda görmekte ve Allah’ın sonsuz aklının, ilminin tecellilerini örnek almaktadırlar. Var olan kusursuz bir modeli örnek almak, onları en kısa yoldan en mükemmel sonuca ulaştırmakta ve her gün bunlara bir yenisi eklenmektedir. Şüphesiz bu, Rabbimiz’in Rahman sıfatının bir tecellisidir:
Bilgisayar Devrelerinin Tasarımı, Doğadaki Örneklerinden Taklit Ediliyor
Gözümüzün sinir hücreleri olan "retina hücreleri"nin gelen ışığı tanıyıp yorumlayarak, değerlendirdiği bilgiyi bağlantıda olduğu diğer hücrelere iletmesi, yeni bilgisayarlara model oluşturmaktadır. Bunun sebebi ise retina hücrelerinin yalnızca ışığa hassas hücrelerden ibaret olmamasıdır.
Retina birbirleriyle yoğun bir bağlantı oluşturmuş sinir hücrelerinden oluşur. Işığa ait sinyaller daha beyne iletilmeden önce sayısız işlemden geçirilir.
Örneğin retinayı oluşturan hücreler; cisimlerin kenarlarını hesaplar, ışık sinyalinin gücünü arttırır, aydınlık veya karanlığa göre uyum sağlar. Günümüzün güçlü bilgisayarları da bu işlemleri yerine getirebilmektedir, fakat retinadaki sinir ağı bu olağanüstü işlemi çok düşük bir güçte kolaylıkla gerçekleştirmektedir. (Jim Giles, Nature, "Think Like A Bee", 29 March 2001, s. 510-512)
California Teknoloji Enstitüsü’nden Carver Mead başkanlığında bir araştırma ekibi, retinada kolayca gerçekleştirilen işlemlere imkan tanıyan tasarımın sırrını araştırmaktadır. Son olarak Caltech firmasından biyolog Misha Mahowald ile birlikte, retinadaki nöron ağına benzer yapıda silikon tabanlı devreler tasarlamışlardır. Ürettikleri silikon tabanlı retinada yine fotoreseptörler (ışık algılayıcılar) bulunmaktadır. Ancak retinada olduğu gibi, her biri komşularına bağlanmış durumdadır. Dirençler, amfiler ve diğer elektronik parçalar fotoreseptörler arasında sinyal akışını sağlamaktadır. (Jim Giles, Nature, "Think Like A Bee", 29 March 2001, s. 510-512)
Ancak tüm çabalara rağmen, bu silikon devreyi, canlı retina ağında olduğu gibi fiziksel olarak taklit edebilmek mümkün değildir. Çünkü canlı bir retinadaki hücre sayısı ve aralarındaki bağlantıların sayısı çok fazladır. Bunun yerine tasarım mühendisleri şu an için, retinadaki sinir ağının ön işlemlerini nasıl yaptıklarını anlamaya çalışıp, aynı işi yapabilen daha basit benzer devreler tasarlamaktadırlar.
Sonsuz ilim sahibi Allah’ın insanın bedeninde yarattığı bu mükemmel tasarımı, benzersiz sanatı ve üstün ilmi takdir edebilen her insan, Allah’a yönelip dönmelidir. Kuran’da, bu nimetler karşısında Allah’a sürekli şükür içinde olunması gerektiği şu şekilde bildirilmektedir:
De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)

Alarm Sinyali Veren Bitkiler
Birçok kişi, bitkilerin tehlikeden kaçamayan, dolayısıyla düşmanlarına hemen teslim olan canlılar olduğunu düşünmektedir. Ancak yapılan araştırmalar, durumun düşünülenden oldukça farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Tam tersine bitkiler de kusursuz taktiklerle düşmanlarından korunmayı başarmaktadırlar.
Örneğin bitkiler, yapraklarını kemiren böcekleri uzaklaştırmak için zararlı kimyasallar salgılarlar ya da bu böceklerle beslenen avcı böcekleri çeken kimyasal kokular yayarlar. Kuşkusuz bu olağanüstü bir taktiktir. Nitekim tarımsal alanda yapılan faaliyetlerde de bu savunma stratejisi, çok etkili bir yöntem olarak taklit edilmeye çalışılmaktadır. Almanya’daki Max Planck Kimyasal Ekoloji Enstitüsü’nde bitki savunması genetiği alanında çalışmalar yapan Jonathan Gershenzon, bu akılcı stratejiyi gereği gibi taklit edebilirlerse, gelecekte tarımsal ilaçlamaların zehirsiz yapılabileceğini düşünmektedir. (John Whitfield, Nature, "Making Crops Cry For Help", 12 April 2001, s. 736-737))
Örneğin bir bitki, tırtıllar tarafından saldırıya uğradığında, bu tırtıllarla beslenen avcı böcekleri kendisine çeken, uçucu bir organik kimyasal salgılar. Yardıma çağrılan böceklerin özelliği ise yumurtalarını bu tırtılların içine bırakmalarıdır. Yumurtadan çıkan yeni larvalar ise, bu tırtıllarla beslenerek büyüme imkanı bulurlar. Böylece ekine zarar veren tırtıllar dolaylı bir strateji sayesinde imha edilmiş olur. Bitkinin, yapraklarının bir tırtıl tarafından yendiğini anlaması ise yine kimyasal yöntemlerle gerçekleşir. Bitki yapraklarını kaybettiği için değil, tırtılın salyasındaki kimyasallara tepki olarak böyle bir alarm sinyali verir. Peki ama bilinç ve akıldan yoksun bir bitki, zarar gördüğünü nasıl anlamaktadır? Kendisini korumak için hangi tırtılın düşmanı olan böceklere ihtiyacı olduğunu nereden bilmektedir? Ayrıca bitki, kendisine yardım edecek olan böceğin ilgisini çekmek için uçucu özellikte kimyasal maddeyi nasıl üretebilmektedir? Daha sorulabilecek pek çok soru, bitkinin kendisinin böyle bir akla, bilgiye ve bilince sahip olamayacağı cevabını vermektedir. Günümüzde yaygınlaşan biomimetik çalışmalarıyla, Yüce Allah’ın canlılarda sergilediği sonsuz ilmin taklit edilmeye çalışıldığı açıktır.
Bu konudaki bir diğer örnek ise Nairobi’deki Uluslararası Böcek Fizyolojisi ve Ekoloji Merkezi’nde ve İngiltere’deki Toprak Ürünleri Araştırma Enstitüsü’de gerçekleştirilmiştir. Araştırmacıların bu konuda yaptığı çalışmada, mısır ve buğday tarlalarında, tarım zararlılarını bu strateji ile ortadan kaldıran bir çim cinsi ekinlerin aralarına ekilmiştir. Sonuçta, tarım ilacı kullanılmasına gerek kalmadan, bu zararlı canlıların etkisiz hale getirilmesinde %80 oranında başarı sağlanmıştır. Bitkiler üzerinde sergilenen bu benzersiz çözümün -eğer insanlar tarafından taklit edilebilirse- tarımda daha büyük aşamalar kaydedileceği düşünülmektedir. (John Whitfield, Nature, "Making Crops Cry For Help", 12 April 2001, s. 736-737))
Organik bir beyni bile olmayan bitkilerin tehlikeler karşısında çözüm üretmesi, bir kimyager gibi kimyasal maddeleri tahlil etmesi, hatta üretmesi, planlı bir strateji yürütmesi ve tüm bunlarla günümüz teknolojisine öncü olması yaratılış delillerinden yalnızca biridir. Tüm bu bitkileri kusursuz özelliklerle yaratan ve kendisini korumak için neler yapması gerektiğini onlara ilham eden Yüce Allah’tır. Rabbimiz’in yaratışın
daki mucizeler bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmektedir:

Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)

Posted in Genel.

Bir cevap yazın